27 Şubat 2011 Pazar

Watchmen ve Koruyamadığımız Kadınlar

Bugün televizyonda bir haber izledim: "Genç sevgili dehşeti"... Kadının biri genç sevgilisiyle yolda yürürken tartışmaya başlamışlar, sonra adam kadını bıçaklamaya başlamış, çevreden kimse yardım etmemiş, kadın ölmüş. Koruyamadığımız, devletin koruyamadığı kadınlarımız... ve Alan Moore'un katmanlardan oluşmuş eseri Watchmen!
Gerekli Şeyler Yayıncılığın dilimize kazandırdığı yapıt üzerine hazırladığım Diskurs Analizi (Söylem Çözümlemesi)'nden aktarıyorum:
s. 186 kare 7

Sokaktaki insanların komşularına karşı duyarsızlığı anlatılıyor.

RorshachRaped. Tortured. Killed. Here. In New York. Outside her own apartment building. Almost forty neighbors heard screams. Nobody did anything nobody called cops. Some of them even watched. Do you understand.

RorshachTecavüze uğramıştı. İşkenceye uğramıştı. Öldürülmüştü. Burada, New York’ta. Oturduğu apartmanın önünde. Yaklaşık kırk komşusu çığlıkları duydu. Kimse bir şey yapmadı. Kimse polis çağırmadı. Hatta bazıları izledi. Anladın mı?

* -miş’li geçmiş zaman kullanımının sebebi konuşmacının olayı gazeteden okumuş olmasıdır.

* Öldürülen, işkence edilen ve tecavüze uğrayan kadın bir manken. Bir şekilde bu tüketim nesnesine dönüştürülen kadının konumu da sorgulanıyor olabilir. Paparazi malzemesi olan bu kadının toplumdaki yeri “her şeyi hak eder, kötü olaylar yaşar, insan değildir, birey değildir, kendini bize izletir” algısının bir parçası olabilir. Harekete geçmeyen, izleyen komşular bir komşuyu değil bir medya nesnesini izlemektedirler belki de. Medyanın ve onu bugünkü kalitesizlikle kullanan kapitalist sistemin insanları duyarsızlaştırması ele alınıyor gibidir.

* “Raped. Tortured. Killed - Tecavüze uğramıştı. İşkenceye uğramıştı. Öldürülmüştü“ ile uzun süreli bir eyleme dikkat çekiliyor. Bu eyleme müdahale edilmemiş olmasına dikkat çekiliyor

* “Here. In New York. Outside her own apartment building. Almost forty neighbors heard screams.”… Mekana ve eyleme şahit olanlar sıralanarak üst maddedeki vahşete duyarsız kalındığını şehir, mahalle, komşuluk, birey, toplum düzeyinde vurgu yapılmış.

* “Outside her own apartment building - Oturduğu apartmanın önünde”… Evi insanın kalesidir sözüne atıfta bulunuluyor gibidir. Kadın, sahip olduğu evin güvencesine ulaşamamıştır. Belki yerel bir sözle süslersek olayı ”ev alma komşu al”a da dikkat çekildiğini söyleyebiliriz. Ancak şehir düzeyinde tehlikenin sokakta kol gezdiği ve güvenliğin devlet düzeyinde yetersiz olduğu da hatırlatılıyor. Bununla birlikte evinde, silahlarından birkaç metre mesafede öldürülen Komedyen, diğer bir süper kahraman, emekli kötü adam bu durumla tezat oluşturuyor. Sadece izlenen ama yanlışlara müdahale edilmeyen bir dünyada artık güvenli yer yoktur diyor yazar.

* “Nobody did anything nobody called cops. Some of them even watched. Do you understand - Kimse bir şey yapmadı. Kimse polis çağırmadı. Hatta bazıları izledi. Anladın mı?”… Duyarsızlığı aşama aşama vurguluyor. Duydular, eyleme geçmediler, polis çağırmadılar, izlediler… Telefon etmek gibi basit bir eylemde bile bulunulmaması eleştirilecek bir nokta iken vahşetin izlenmesine dikkat çekilerek eylemsizliğin-müdahil olmamanın sonuçları gösteriliyor. Eylemsiz kalanların da kendileriyle yüzleşmesi gerektiği hatırlatılıyor.

* “watched - izledi” ile yine Watchman ismine gönderme yapılıyor (-miş yerine geniş zaman kullanılmış çeviride).


Özetle, zaten kadına karşı duyarsızdık şimdi de büyük şehirleşme veya yabancılaşma veya değerlerin yitimi gibi abuklukların ardına sığınıyoruz. Gerekçe ne olursa olsun kadına karşı dünyanın her yerinde şiddet sürüyor ve bizler de izliyoruz. Oyun bittiğinde başarılı sahneleri alkışlarız artık!

2 yorum:

  1. Özellikle yazınızın "Bir şekilde bu tüketim nesnesine dönüştürülen kadının konumu da sorgulanıyor olabilir. Paparazi malzemesi olan bu kadının toplumdaki yeri “her şeyi hak eder, kötü olaylar yaşar, insan değildir, birey değildir, kendini bize izletir” algısının bir parçası olabilir. Harekete geçmeyen, izleyen komşular bir komşuyu değil bir medya nesnesini izlemektedirler belki de. " bölümünden sonra durumumuzun giderek kötüye gittiğini bir kez daha anladım...
    Harekete geçmek yerine bir kısmımızın kara kara düşündüğünü bir kısmımızınsa var olan yanlışları ısrarla devam ettirmeye çalıştığını görüyoruz...

    Ama siz çok şükür ki harekete geçenlerdensiniz. Bu yazınızla da okurlarınızı düşünmeye sevk ediyorsunuz. Elinize, kaleminize sağlık!.. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Son derece acı bir konuda boş laflar ediyormuşuz gibi geliyor... Dilerim bu yazdıklarım sizin de söylediğiniz gibi "hareket etmektir".

    YanıtlaSil