15 Nisan 2014 Salı

Deadpool Marvel Evrenini Öldürüyor

Ümit Kireççi
---
JBC Yayıncılık, Marvel Comics en çok konuşan karakterinin dört sayılık hikayesini başarılı bir Cenk Könül çevirisiyle cilt olarak yayınlayarak çizgi roman okurlarının yüzünü güldürdü. Hatta insanların yüzü o kadar güldü ki “Deadpool Marvel Evrenini Öldürüyor” (Deadpool Kills The Marvel Universe) en çok satan çizgi romanlar sıralamasında ilk sıraya yerleşti. 
Fabian Nicieza ile Rob Liefeld ortak yaratısı olan Deadpool çizgi roman dünyasına kötü adam olarak adım atmıştır aslında. New Mutants grubunun, 1991 yılı 98. sayısıyla giriş yapan karakter daha sonra X-Force grubuna iyi adam olarak katılmıştır. Çok sonralarıysa kendi çizgi roman dizisine kavuşmuştur.

Kıyafeti, ölümsüzlük gücü, sırtındaki kılıçları, silah kullanımı gibi özellikleri tamamen DC Comics karakteri Deathstroke’dan alınmıştır. Rob Liefeld, Deadpool’u onun komik bir yansıması olarak yaratmıştır. Hatta her ikisinin de anti-hero oluşunun sebebi de budur. İsimlere baktığımızda da benzerliğe rastlarız. Deathstroke – Slade Wilson, Deadpool – Wade Wilson.
Kurgusal olarak güçlerini nasıl elde ettiğini X-Men filminde görmüştük ancak filmdeki hikayeyle çizgi romandaki hikaye birbirini tutmamaktadır. Filmde, Wolverine’le birlikte paralı askerlik yapan bir grup mutantın arasındaydı. Kılıçlarını kendisine sıkılan kurşunları havada kesecek kadar iyi kullanıyordu Deadpool. Daha sonra bu mutantların bazılarının güçleri birleştirilerek Deadpool’a aktarılıyordu. Bu şekilde güçlerinin tamamına kavuşuyordu. Ancak filmde de comicslerde olduğu gibi çok konuştuğundan ağzı bir operasyonla dikiliyordu da ilk defa sessizliğe bürünüyordu. Çizgi romandaki hikayesi ise çok farklıdır. Wade Wilson, kurtulamayacağı bir kanser hastalığına yakalandığını öğrenince Wolverine’in de katıldığı Weapon X deneyine alınır. Bu şekilde iyileşme gücünü alır. Üstüne de Captain America’nın süper asker serumuna maruz bırakılır. Ancak fazlaca maruz kalır. Bedeni kendini sürekli yenilediğinden cildi bozulur. Hatta beyni de sürekli yenilendiğinden şizofrene bağlar. Hayli çenesi düşük ve dengesiz biri olup çıkar.
Kendi dizisiyle birlikte okurlar bu kahramanın son derece komik öykülerini okumaya başlar. Dahası Deadpool dizisi bir tür comics dünyası parodisine dönüşür. Kapaklarından içeriğine kadar hemen her çizgi roman klişesi veya klasiği bu dizi sayfaları arasında kendine yer bulmaya başlar. Zaman zaman dünya edebiyatı ve sinema filmleri de ele alınmaya başlanır. Deadpool, sıradan bir çizgi roman kahramanı olmaktan öte bir anlam kazanır bu şekilde. O hemen her şeyle dalga geçen ve hayatı ciddiye almayan okurların temsilcisi oluverir.

Bunu yaparken de okurlara seslenir, kendi bilgisayar oyununa gönderme yapar, kurgusal bir karakter, bir endüstri ürünü olduğunun bilincinde olmanın rahatlığıyla sululaşır da sululaşır. 
Ama şunu belirtmeliyim ki ben onun bu alt yapısını büyük oranda John Byrne’un yürüttüğü ve konuk yazar-çizerlerle ilerlettiği Marvel Comics’in Sensational She-Hulk dizisine benzetiyorum. Bu dizide başkahraman Hulk’un kuzeni Jennifer Walters nam-ı diğer She Hulk’tur. 1989 yılında başlayan bu comics dizisinde She-Hulk okurla konuşur, onları tehdit eder, sıkılınca sayfayı yırtarak çöpe atar, yazarı dolaba kapatarak kaçırır çizgi romanın hayli farklı bir gözle okunmasını sağlardı. Üstelik sıradan kahramanlık öyküleri yerine son derece eğlenceli bir dünya sunardı okura. Toplamda 60 sayı çıkan dizi 1994 yılında sona ermişti.
Galiba comics dünyasında o sıralar böylesi bir absürt modası olduğunu söylemek yanlış olmaz. Keith Giffen’in el attığı Justice League of America dizisi DC Comics’in bu yıllarda ortaya çıkardığı en eğlenceli ve gayri ciddi dizilerden biriydi örneğin. Yine Simon Bisley’li Lobo karakteri de aynı ciddiyetsizlikteydi. 64 sayı çıkan ve 1993-1999 yılları arasında yayımlanan dizideki Lobo karakteri uzaylı bir psikopat olmanın yanı sıra bir tür paralı asker, kafa derisi avcısıydı ve Deadpool gibi parçalara da ayrılsa tekrar iyileşerek düşmanlarını yok edebiliyordu.

Bu bağlamda her ne kadar Rob Liefeld Deadpool’un Deathstroke’dan esinlenerek yaratmış olsa da onun kurgusal dünyasını comics dünyasının o yıllardaki absürtlük eğilimlerinin oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz kanısındayım.

Kendi adıma ben yaralanmayan veya ölümsüzlüğe yakın olan karakterlerin çizgi romanlarını pek sevmiyorum. Superman’le Hulk bunların başında geliyor. Bu ikisinin yenilmezlikleri çok sıkıcıdır. Üstelik güçleri sayesinde fazlaca olayın üstesinden gelebilmektedirler. Onları okumaya başladığımda 1-0 yenik başladığımı düşünürüm hep. Ancak ta ki birileri onların zaaflarını kullana kadar. Bir noktada bu iki kahraman bir anda yenilmenin eşiğine gelebilmektedirler. Hal böyle olunca bir an için onlara sempatiyle bakabiliyorum.  Wolverine, Deathstroke ve Lobo’da ise işle biraz daha sıkıcı oluyor benim için. Bu üç karakter de asla yenilmiyorlar. Belki mücadele kaybediyorlar ama yenilmiyorlar. Bu da onları çok fazla takip etmememe neden oluyor.
Buna karşın Deadpool’da ciddi bir comics dünyası kahramanının olmadığını bilmem aynı duyguları yaşamamı engelliyor. Elime geçen Deadpool’larda daha çok “bakalım bu sefer neyle veya kiminle dalga geçilmiş?”i aramaya başlıyorum. Bu diziyle biraz şaşırmak biraz da sürekli aynı gözle aynı açıdan baktığım herhangi bir şeye farklı bakılabildiğini görmek istiyorum. Veya o yeni bakış açısını sevmesem de sevmeme gerekçemi düşünürken yeni bir sorgulama yapmayı umuyorum. Bu bakımdan Deadpool dizisi Türkçe devam ederse eminim Türk okuru da alıştığı kahramanlar dünyasına biraz da neşeyle bakabilecektir.

“Deadpool Marvel Evrenini Öldürüyor” (Deadpool Kills The Marvel Universe) cildi, yukarıda da bahsettiğim gibi bir parodiden ibaret aslında. Yani 1995 yılında Garth Ennis’in yazdığı, Doug Braithwaite’in çizdiği ve one-shot olarak yayımlanan Punisher Kills the Marvel Universe‘in parodisi bu hikaye. Bir Marvel karakteri (anti-kahramanı) delirerek diğer iyi ve kötü karakterleri öldürüyor özetle. Kendi hikayesinde Punisher’i öldürdükten sonra “Biliyorum. Biliyorum. Dünyanın tüm o Marvel kahramanlarını öldürmek aslında senin olayındı” diyen Deadpool bu parodinin kaynağına da gönderme yapar zaten sonlara doğru.
Cullen Bunn’un yazdığı, Dalibor Talanjic’in çizdiği “Deadpool Marvel Evrenini Öldürüyor” hikayesi 2012’nin en eğlenceli çizgi romanlarından biriydi. Ve öyle görünüyor ki bizim okurumuz da eğlencenin tadına varmış. Devamının basılması dileğiyle JBC Yayıncılık’a başarılar dilemek isterim.

2 yorum:

  1. Güzel bir makale olmuş abi, ellerine sağlık :) İnşallah başka Deadpool maceralarını da okuma fırsatını yakalarız.

    YanıtlaSil
  2. :) İhsan sağol. Aramızda kalsın ama mizah anlayışından mıdır bilmiyorum çoğu Deadpool macerasını sevemedim ben. Olmadı, olmuyor. Derdini anlıyorum, yazdım ama kişisel zevk noktasında çatışma yaşıyorum. Ha, ama yine de basılsa yeni hikayeler o başka...

    YanıtlaSil