“V for Vendetta”yle “Watchmen” gibi eserlere imza atmış
olan Alan Moore onu çizgi romanında kullanmayı seçtiğine göre vardır zaten özel
şeyler The Women in Red’de.
The Woman in Red, Mart 1940 tarihinde yazar Richard E. Hughes
– çizer George Mandel ikilisi tarafından yaratıldı. Nedor Comics yayınevinin
Thrilling Comics çizgi roman dergisinin içinde yer alan kadın kahraman yıllar
sonra Alan Moore tarafından tekrar hatırlanarak comics dünyasına
kazandırılmıştır.
Çizgi roman tarihçisi Trina Robinson’a göre Kırmızılı
Kadın, comics tarihinin suçla savaşan ilk kostümlü kadın kahramanı olma unvanını
elinde tutmaktadır. Ancak onun adını birçok kişi bilmezken kostümlü ilk kadın
kahramnlar dendiğinde akla gelenler Phantom Lady (Ağustos, 1941), Wonder Woman
(Ocak, 1941), Mary Marvel (Kasım 1942) oluyor. Yukarıda da yazdığım üzere Woman
in Red’in çıkış tarihi Mart 1940’tır ve onlardan eskidir. Buna karşın yarı
çıplak Fantomah adlı kadın kahraman Şubat 1940 yılında katılmış çizgi romanın
kurgu dünyasına. Hani bu durumda ilk kadın kahraman olarak onu gösterebiliriz
ama kadın kostümlü değil fazlaca doğal kıyafetli. Comics aleminin janrı kostüm
giymek olduğundan bu noktada bir karışıklık yaşanıyor gibidir. Bununla birlikte
Fantomah’ın yarı çıplak olmakla birlikte uçabilme, insanüstü kaba güç, kendini
maviye dönüştürmesi ve kafasını mavi alevli bir kurukafaya dönüştürme gibi özel
başka güçlere sahip olması onu kostümlü olmasa da comics tarihinin ilk kadın
süper kahramanı yapmaktadır. Woman in Red’in az bilinmesinin belki de tek
sebebi 1945 yılına kadar dergi içinde yer almasına karşın hiç kapakta
resmedilmemiş olmasıdır.
Neyse, işte bu kadın kahraman adalet arayışında sahaya
iniyor ve kendisine verilen emirleri körü körüne uygulayan meslektaşlarından
farklı olarak gerçekten farklılık yaratmaya çalışıyor. Asıl mesleği polislik
olan Peggy Allen kendisine gizli bir kimlik edinerek 1940’ların suç alemlerine
dalıyor, soyguncu, mafya ve kaçakçılarla mücadele ediyor. Hem de kadın başına.
İnsan olarak. Üstelik kıyafeti de çok ilginçtir. Bizdeki benzer kıyafeti
giyenlerin pasifliğinin yanında bu kadın zihniyet farklılığının da simgesi
gibidir adeta: Kırmızı başörtüsü, kırmızı eldiven, kırmızı manto ve kırmızı
maske. Ne giydiğin değil ne kadar insan olduğun…!
Kırmızılı Kadın, kostümlü kimliğine bürünmeden önce
olayları araştırıyor, daha sonra kılık değiştirerek (öğrenci, hemşire v.s.)
olay yerinde keşif yapıyor veya içeriye sızmayı başardığı bir yöntemi tercih
ediyor. Kendisi iyi bir araştırmacı, rol kabiliyeti geniş oyuncu, eğitimli bir
dövüşçü ve 45’lik tabancası olan iyi bir atıcıdır. Alet edevatı hariç
kendisinden bir sene önce ortaya çıkan Batman’le neredeyse aynı becerilere
sahiptir.
Kırmızılı Kadın, 1940 yılında Nedor Comics’le çıktığı
macera dolu yolculuğunda farklı yayınevlerinde de yer almış zaman içinde.
America’s Best Comics ve Dynamite Entertainment bunlardan ikisi.
Alan Moore, Kırmızılı kadının biyografisinde değişikliğe
gitmiş, tarihçesinin yanı sıra dövüş becerisine uçma, enerji emme gibi
özellikler katmıştır. Hatta onu etkisi altına alan kristla vasıtasıyla farklı
güçlere de kavuşan Kırmızılı Kadın başını ve bedenini örten kostümü bırakarak
daha rahat bir kıyafete bürünmeye başlamıştır. Yakın zamanlarda Kırmızılı Kadın
üçlü kırmızılı kadın süper ekibinin parçası olmuştur: Scarlet Sisters (Kızıl
Kız kardeşler) – Women in Red, Lady Satan, Masquerade (Miss Masque olarak da
anılmaktadır).
***
Adaletsizlik karşısında direnç gösterebilen ve gözünü
kırpmadan meydana inen Kırmızılı Kadın bugün bir sembol ve öncü olmuştur. İşin
güzel tarafı Women in Red birçok eski süper kahraman gibi “kamu malı” olmuş,
halka mal olmuştur. Hatta görüyoruz ki Kızıl Kız kardeşlerin meydana çıkmasında
örnek teşkil etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder